Saturday, July 6, 2013

İhvan'ın son silahı şehadet

Mısır'da sahadaki söylem giderek şehadetin idealleştirildiği eski çizgiye kayarken Müslüman Kardeşler siyasi liderliğinin süreci nasıl götüreceği belirsiz.
KAHİRE - Mısır korku ile ümit arasında. Bir tarafta artık geri çevrilemez olarak görülen kitle destekli darbe için kutlamalar, bir tarafta Müslüman Kardeşler’in direnişi, diğer tarafta orduya meydan okuyan silahlı İslamcı gruplar.
Milyonluk gösterileri arkasına alıp Mursi’yi deviren ordu ve sivil müttefikleri nümayişlerle ‘zaferi’ perçinlemeye çalışırken Müslüman Kardeşler dün ‘Ret Cuması’ ile darbeye karşı durdu. Yeni gelişmeler ülkenin iç savaşa sürüklenebileceğine dair korkuları canlandırdı. Müslüman Kardeşler’in Kahire Üniversitesi’ndeki gösterisi umut vermezken Rabia El Adaviyye, General Sisi’ye karşı hınca hınç doldu. İlk durağım daha önce çatışmalara sahne olan Kahire Üniversitesi’ndeki cumaydı. Katılım 2-3 binde kaldı. Eylemciler ellerinde Kuran-ı Kerim’i havaya kaldırıp slogan atarken konuşmacı “Allah Sisi’den intikamını alacaktır”, “Yıkılsın askeri nizam”, “Allah’ım bize şehadet nasip et” ve “Bu son cumamız olabilir” mesajı veriyordu. 

Mursi’nin tek hatası... 


Tahrir Meydanı’nda slogan “İrhal ya Mursi” yani “Çek git ey Mursi” iken burada Mursi yandaşlarının sloganı “Yeskut El Sisi” yani “Yıkılsın El Sisi”ye dönüşüyordu. Kalabalığa seslenen kişi “Bugün (dün) öğleden sonra Dr. Muhammed Mursi’yi sarayına geri getireceğiz” dedi. Alanda gösterinin liderlerinden Hasan el Şarkavi’ye sordum:
- Planınız nedir, saraya mı yürüyeceksiniz?
- Hayır burada kalacağız, Mursi’nin nerede olduğunu bilmiyoruz bile.
- Peki, neden Mursi’yi sarayına götürmekten bahsediyorsunuz?
- Bu sadece bir söylem, insanların arzusu.
- Yani ümidiniz yok...
- Evet kaybettik, tamamen kaybettik.
- Bundan sonra ne olacak, bir strateji var mı?
- Bilmiyoruz ama siyasette kalacağız.
- Fakat silahlı direniş gösterenler de var. Mesela Sina’daki silahlı gruplar Ariş’te havaalanında askeri noktaya, Refah’ta da polis noktasına saldırdı.
- Saldırıyı ordu düzenledi.
- Nasıl olur havalanındaki askeri noktaya roket atanlar silahlı gruplar.
- Oradaki silahlı gruplar Sisi’ye darbe kararını geri alması için 24 saat süre tanıdı. Sürenin sonunda ordu operasyon başlattı.
- Hem Müslüman Kardeşler’in siyasi kulvarda kalacağını söylüyorsunuz hem kanımızın son damlasına kadar Mursi’nin cumhurbaşkanlığını savunacağız deyip şehadet çağrısı yapıyorsunuz.
- Biz kardeşlerimizle savaşmaktan bahsetmiyoruz, haklarımız için kendinimizi feda etmeye hazırız diyoruz. Bizim hakkımız gasp edildi.
- Fakat milyonlarca insan da Mursi’ye git diyor. Tahrir’dekiler Mursi’nin Mübarekleştiğini söylüyor.
- Mursi bir yıl boyunca sabretti. Televizyon ve gazeteler sürekli hakaret etti. Ama o kimseyi hapse attırmadı. Mübarek’in hapsettiklerini de bıraktı. Diktatörleşme böyle mi olur?
- Gazetecilere tazminat davası açmadı mı? Bir kanal kapatılmadı mı?
- Kanalı mahkeme kapattı. Hapiste bir gazeteci yok.
- Mursi hiç hata yapmadı mı?
- Tek hatası kalbinin geniş olması!
- Bu insanlar niye Mursi’ye öfkeli?
- Müslüman kimliği yüzünden elbirliği ile başarısız olması için uğraştılar, muhalifler önerilen görevleri reddettiler. 

Bedii sürprizi 
İkinci durağım El Adeviyye. Üç gündür tutuklu olduğu söylenen Müslüman Kardeşler’in mürşidi Muhammed Bedii’nin taraftarlarının karşısına geçmesi sürpriz oldu. O da Mursi görevine dönünceye kadar sokaklardan çekilmeyecekleri mesajı verirken orduyu da selamladı. Gösteri tam meydan okuma havasında geçti. 

Mağduriyet psikolojisi 
Bu zıtlaşmanın Mısır’ı nereye güreceği meçhul. İhvan kitlesine mağduriyet psikolojisi hâkim. Özeleştiriye asla yer yok. Söylem giderek şehadetin idealleştirildiği eski çizgiye kayıyor. Müslüman Kardeşler’in siyasi liderliğinin bu süreci nasıl götüreceği de belirsiz. Sorun şu: Meydanlardaki tepkiler bir alanla mı sınırlı kalacak yoksa Müslüman Kardeşler yeni bir yol haritasıyla geleceğe mi bakacak? Daha da önemlisi, yol haritası şiddetli mi olacak sivil mi? Mübarek devrilinceye dek siyasette kaçak güreşen ama son 2.5 yılda tam siyasete giren Müslüman Kardeşler’i şekillendirecek olan da ordunun bu harekete karşı bariyerleri ne kadar yükselteceğine bağlı. Ordu Mübarek’in dahi kaçındığı bir şeyi yapıp örgütün mürşidi Bedii ve selefi Mehdi Akif’e dokundu yada buna yeltendi. Bu iki liderin son 3 günü nasıl geçirdiğini bilmiyoruz. Cumhurbaşkanlığı adaylığı reddedilen Hayrat Şatır dahil 200 kişi için yakalama kararı çıkartıldı. Mursi ile 35 kişinin yurtdışına çıkışı yasaklandı. Bu kararların altında da Mursi’nin görevden aldığı ama yüksek mahkeme kararıyla dönen Başsavcı’nın imzası var.
Mısır’da üçüncü durağım ise Tahrir. Ulusal Kurtuluş Cephesi, Mursi yanlılarının direnişine karşı “30 Haziran Devrimi’ni korumak için sokaklara çıkın” çağrısı yapmıştı. Tahrir, Mursi’nin gidişini kutlayanlarla dolarken helikopterler aralıksız sorti yapıyordu. Sağda solda çatışmalar olurken yaşananlar zor bir gecenin habercisiydi.