Mehmet Serim
YDH- Gazeteci
Mehmet Serim, Şam’da yaşanan çatışmalara ilişkin yazısının bu bölümünde de
savaşın ayrıntılarına ilişkin bilgiler veriyor.
Muhalifler:
Bu gruplar kendi
telsiz ağlarına da sahip. Diğer yandan imkanlarına göre 4X4 pikaplar üzerine
yerleştirdikleri Duşka tipi ağır makineli tüfekler, havan topları, roketatar
gibi silahlara da sahipler. Birkaç kez Suriye ordusuna ait helikopter düşürmeyi
başardılar.
Duşka makineli
tüfeklerin yerleştirildiği pikapların bir kısmı bu bölgelerin hemen yanı
başında yer alan dünyanın bütün otomobil markalarının yan yana dizildiği
showroomlardan “elde edildi.”
Bu grupların en
büyük gücü keskin nişancılar. Orduyu da en çok zorlayan şey keskin nişancılar
oldu. Suriye manzaralarında sıkça gördüğümüz evlerdeki küçük ya da sadece bir
insanın girebileceği büyüklükteki delikler bu keskin nişancıların açtığı
delikler (ordu bombardımanı zaten delik açmıyor, duvarı yıkıyor)
Bu keskin
nişancıların ellerinde gece görüş dürbünü, harekete duyarlı sensor gibi
özelliklere sahip son derece gelişmiş Kanas silahları bulunuyor. 5-6 km
uzaklıktaki hedefi vurabilen bu silahlar sayesinde ordu birliklerinin hızlı
ilerlemesi, meydana çıkabilmesi, rahat hareket edebilmesi önlenmişti.
Bu grupların
kullandığı ikinci en önemli silah tüneller oldu. Bu tüneller iki şekilde
oluşturuldu: Antik donemden kalan tünellerin genişletilmesi / ıslah edilmesi ya
da yeni tünellerin kazılması. Bazılarının yerin 30 metre altında olduğu
belirtilen bu tünellerin kazılmasında Alman malı kazıcılar da kullanıldı ve bunların
bir kısmı operasyonlarda ele geçirildi.
Silahlı
grupların diğer etkili silahı siviller oldu. Girdikleri bölgelerde zaman zaman
kaçmak isteyen sivilleri kalkan yapmak için zorla içeride tuttular. Bazı
siviller ise gönüllü olarak kaldı. Bu sivillerin olması da orduyu çok zor
durumlara soktu. Ordu her merkezde operasyon öncesi ya bu silahlı gruplarla
sivillerin dışarı çıkarılması için pazarlık yaptı, ya da megafonlarla duyuru
yaparak halkın çıkmasını istedi. Her seferinde 3-5 gün ya da bir hafta süre veriliyordu.
Militanların bir
kısmı silahlarını bırakıp bu sivillerin arasına karışarak kaçmayı başardı. Bir
kısmı ise gündüzleri işinde gücündeydi geceleri ise savaşıyordu.
Silahlı gruplar
bir yere girdikleri zaman ilk hedefler istihbarat binaları, (varsa) belediye
binası, mahkemeler, okullar, hastaneler, Baas parti şubeleri, karakollar gibi
yerler oldu. Bu binaların çoğu yakıldı, yıkıldı, işe yarayacak tüm malzemeler
talan edildi. Camiler ise bir yandan silah deposu ve karargah olarak kullanıldı
diğer yandan ordunun buralara saldırarak “kafir rejim kutsal mekanlara
saldırıyor” imajı verilmek istendi.
Sonraki iş halka
“biz hakimiz, ihtiyaçlarınızı biz karşılayacağız” mesajı vermek için tüp gaz,
ekmek gibi temel ihtiyaç maddelerinin kendi kontrollerinde halka temini ve
dağıtımı oluyordu. Kitlik yaşayan halk ise karaborsa fiyatına da olsa bu
hizmetlerin kendisine ulaşmasından memnun oluyordu.
Ancak bir süre
sonra durum değişmeye başlıyordu. Günler geçtikçe önce yiyecek ile başlayan
istekler evlerin boşaltılmasına ya da kadın istemeye (hatta zorla almaya) kadar
varıyordu.
Konuyu
dağıtmamak için bu konuda birinci ağızlardan duyduğumuz korkunç hikayelere
girmeyeceğiz.
Köşe kapmaca
yaşandığını belirttik. Bu gruplar bir yere girdikleri zaman o yeri ele
geçirdiklerini ilan ediyorlar ve konu ile ilgili “haber” el-Cezire gibi
kanallarda hemen yayımlanıyordu. Aynı gruplar ordu girdiği zaman ise başka
bölgelere kaçıyorlar ve bu kez de gittikleri yeri “özgürleştiriyorlardı.” Bu
arada boşalttıkları yerlere mayın döşüyor, bazen binaları havaya uçuruyorlardı.
Bu kovalamaca aylarca surdu.
Muhalifler son
birkaç aydır taktik değiştirip şehir merkezine havanlı saldırılar
gerçekleştirdi. Bunun dışında elektrik dağıtım santrallerinin vurulması, şehrin
elektriksiz bırakılması, fırınlardan toplu ekmek alımları yapılarak ekmek krizi
yaratılmaya çalışılması, internet – telefon hatlarının vurulması, şehre benzin,
mazot, tüp gaz girişinin önlenmesi gibi “halkı yönetimden soğutmayı amaçlayan”
taktikler de kullanıldı. Kırsalda sıkıştıkça şehir merkezinde bombalama
eylemleri ise devam ediyor.
Bombalı eylemler
Şam merkez
bugüne kadar onlarca bombalı saldırıya maruz kaldı. Önceleri askeri, istihbari
binalar hedef alınıyordu. Ancak daha sonra bombalar meydanlarda, caddelerde,
camilerde patlamaya başladı. Havan topları ise muhaliflerin son dönemde
kullandığı en önemli silahlarından birisi.
Ordu
Buna karşılık
ordunun elinde herhangi bir ordunun elinde olan tüm silahlar mevcut. Tank, top,
duşka, helikopter, uçak, havan, roketatar, çoklu roket atma sistemi vs..
Ordu bugüne
kadar Suriye’nin diğer illerinde olduğu gibi istisnalar haricinde sadece
“hurdaya çıkarmış olduğu” silahları kullandı. T-80 tankları istisnadır.
Berze’ye yönelik füze saldırısında kullanılan “Toşka” füzeler ilk olarak
1976’da üretildi. Suriye’ye ilk geliş tarihi ise bilinmiyor.
Çok geniş bir
alan olan Şam kırsalında belirli bölgelerin dışında kara savaşına girmedi.
Silahlı grupların bazı merkezleri “kurtardıkları” ilanları daha çok buralarda
oluyordu.
Duma ve
Harasta’da ise merkezde ordu birlikleri vardı. Ancak bu bölgelerde asil savaş
kırsalda oldu. Duma ve Harasta’nın merkezleri
Şam – Humus karayoluna birkaç kilometre uzakta yer alıyor.
Son Berze
saldırısı hariç ordu sadece birkaç kez füze kullandı. Bu füzelerin niteliği
bilinmiyor.
Diğer yandan
Kasyun dağı ve Dahiyetu’l Esed taraflarından yapılan top atışlarının sesi
nerdeyse 8 aydır bir gün bile durmadı. Kırsaldaki uzak bölgelere hemen her gün
onlarca kez bombardıman yapıldı. Bu bombardımanlarda daha çok 23 mm’lik toplar
kullanıldı.
Kırsalda
çatışmanın olduğu ya da silahlı grupların tespit edildiği yerler uçak ve helikopterle
de bombalandı / vuruldu.
Bombardımanın
bunca aydır devam ettiği tüm bu merkezlerin yerle bir olması gerekir değil mi?
Ancak öyle değil. Tüm bu bombardıman “nokta atışı” olarak yapıldı. Yani silahlı
grupların bulunduğu yerler tespit edildiğinde içinde bulundukları mekan
bombalanıyordu.
Dikkat çekilmesi
gereken bir nokta şudur: Şimdiye kadar hiçbir zaman aynı anda iki uçağın
kalktığı ya da bombardıman yaptığı görülmedi. Bu durum toplar için de geçerli.
En fazla ikili sesler duyduk. Çoklu roket atma sistemi de sanırım 5-6 kez
kullanıldı.
Ordu her zaman
sabırla bekleyip önce silahlı grupların lojistiklerini kesti daha sonra özel
operasyonlar ya da nokta atışları ile savaştı.
Ordu
bombardımanında zaman zaman siviller de hayatini kaybetti. Bunun yanında
girilen bazı evlerden çalınan eşyalar oldu. Bu şekilde davranan askerlerin bir
kısmı ceza aldı. Ancak birçok olay soruşturulamadı bile.
Ordu bir yere
girdiği zaman daha önce silahlı gruplara (çoğu zaman zorunlu oldukları için)
iyi davranan halk bu kez de orduyu sevgi gösterileri ile karşılıyordu. Daha
sonra tablo tersine dönüyor ordu terk ettikten sonra tekrar giren silahlı
gruplar ile halk aynı tabloyu sergiliyordu.
Çatışmalarda yaşanan dönüm noktaları
Şam’da ilk
gösteri ve çatışmalar Duma’da başladı. Dera olayları devam ederken Duma’da
gösteri yapan halkın istekleri arasında bir yandan özgürlük bir yandan peçe
yasağının kaldırılması vardı! Duma’da ilk günlerdeki gösterilerde 8 kişi
hayatini kaybetti. Bu gösterilerin yapıldığı günlerde toplanan binlerce kişi
otoyolu kullanarak şehre (Abbasi meydanına) yürümek istedi. Ancak emniyet
güçleri buna izin vermediler. Daha sonra ise böyle bir girişim olmadı.
Duma en başta
Şam için hareket ve komuta merkezi olarak seçilmişti. Bu özelliğini halen
sürdürüyor. Son büyük kuşatmanın Duma’da son bulacağını dillendirenler de var.
Aylar geçtikten
sonra muhaliflerin daha çok küçük gösterilerin yapıldığı İrbin, Zamelka, Jobar,
Berze, Kabun, Harasta, Dareyya, Haceru’l Esved gibi yerlere dağılmaya başladığı
görüldü.
Militan sayısı
Humus, Dera gibi yerlerdeki duruma göre değişiyordu.
Muhalifler
gruplar halinde hareket ediyordu; ama çağrı yapıldığında belli bir bölgede
toplanabiliyordu. Bu toplanmalar birkaç kez oldu ve ardından Şam’a giriş
denemeleri yapıldı. Ancak ordu bu denemelerin hepsini püskürttü.
1. Deneme generallere suikast sonrası kaos denemesi
İlk ciddi deneme
Temmuz 2012’de 4 generalin öldürüldüğü saldırı sonrası oldu. Plana göre saldırı
sonrası şehir içine yüzlerce militan silahsız olarak girecek ve şehir içinde
tutulan silahlar ile saldırı başlatacaklardı. Bu saldırı sonrası Humus
taraflarından gelen birkaç otobüs Şam’a yaklaşık 100 km uzaklıkta uçaklarla
taranarak içindekilerin hepsi öldürüldü. Bir görgü tanığı manzarayı “Kandahar gibi” diyerek
özetliyordu. Otobüslerle birlikte onlarca araç daha aynı karayolunda imha
edildi.
Şehre girişlerde
ise bir anda motosikletliler ve otomobilliler belirdi ve çatışmalar yaşandı.
Amaç haberin duyulması ile başlayan sersemlemeyi “yönetim düştü” havasına
çevirmekti. Bu şekilde merkeze girmeye çalışanların bir kısmı olay yerlerinde
olduruldu. Duma – Şam merkez arası o gün onlarca ceset ve delik deşik olmuş
araç ile doluydu.
2. Deneme: Genelkurmaya saldırı sonrası darbe denemesi
Bir başka deneme
Emevi meydanında bulunan genelkurmay başkanlığı binasına yönelik saldırı ile
birlikte oldu. Bu saldırıda kullanılan bombalardan ilki ses bombasıydı.
Çıkardığı toz – duman arasında bahçe içindeki ikinci bomba da patlatıldı. Amaç
genelkurmay binasında kaos yaratmak, genelkurmay başkanı ve generalleri
öldürmek ve binanın karşısında yer alan televizyon binasından hem orduya silah
bırakma çağrısı yapmak hem de halka genelkurmay binasının düştüğü anonsunu
yapmaktı.
Bombaların
patlatılmasının hemen ardından binaya önce bir roket fırlatıldı sonra yaklaşık
80 militanın bir kısmı önce genelkurmay binasına, bir kısmı ise televizyon
binasına yöneldi.
Genelkurmay
başkanı binada değildi, generaller ise binanın altındaki tünelden diğer binaya
kaçtılar. Ana binada ise çatışmalar sürdü ve bütün militanlar öldürüldü. Bu
arada içeriden birkaç asker de militanlara yardımcı oldu.
Bu saldırı ile
birlikte Şam’a açılan tüm yollar kesildi. Şehre giriş çıkışlar durduruldu.
Çünkü silahlı grupların şehre akacağı istihbaratı alınmıştı ve ordu kendisini
bu senaryoya hazırlamıştı. Sawra köprüsü altında ise çatışma yaşandı. Buraya
kadar sızabilenler ölmüştü.
3. Deneme: Güney ekseni- Midan denemesi
Eylül 2012
başlarında güney eksen denilen bölgeden oldu. Yapılan çağrı sonucu toplanan
binlerce militan Nehr Ayşe, Dehadil, Sbeni, Kadem, Asaleh, Zeyyide Zeynem,
Huseyniye, Ziyabiye, el-Bahdeli, Akraba, Beyt Sahm, Tadamun, Yelda, Nbabila ve
Haceru’l Esved’de toplanan binlerce kişi şehre girmek için bu merkezlerde son
hazırlıkları yaptı. Midan semti ise tüm bu bölgelerden şehre giriş merkezi
olarak belirlendi. Ancak ordu Midan semtine çok sert bir operasyon duzenledi ve
bu girişim de başarısızlıkla sonuçlandı. Bu operasyon sırasında en az 2000
kişinin öldürüldüğü belirtiliyor.
4. Deneme: Dareyya denemesi
Diğer bir deneme
(ki bu bizce en büyüğüydü) Kasım 2012’de Dareyya’da oldu. Dareyya şehrin güney
batısında Mezze askeri havaalanının hemen güneyinde yer alıyor. Çok geniş bir
alana sahip merkezde aylar süren çatışmalar yaşandı. Bunların en büyüğü
militanların Mezze askeri havaalanını ele geçirmek üzere toplandığı zamanda
oldu. Amaç havaalanındaki uçaklar ile sarayı, merkez bankasını vurmaktı.
Dareyya’da operasyonlar sirasinda kilometrelerce giden onlarca tünel bulundu.
Militanların bir kısmı bu tünellerde öldürüldü ve dışarı çıkartılmadı.
Dareyya’da yapılan operasyonlarda en az 15 bin militan öldürüldü.
Bunların
yaklaşık iki bini havaalanı çevresinde öldürüldü. Bu arada yakalanan kişilerin
arasında yabancı pilotlar da vardı. Dareyya muhaliflerin en çok umut bağladığı
girişimdi ve uluslararası bir plan çerçevesinde yürütülüyordu ancak Suriye
ordusu buradaki “tehlikenin” oranına paralel olarak binlerce asker ile büyük
bir operasyon yaptı. T-80 tankları da dahil en ağır silahlarını kullandı.
5. Deneme: Jobar denemesi
Dareyya
yenilgisi sonrası silahlı gruplar Mart 2013 başlarında Jobar’da toplanmaya
başladı. Jobar şehir merkezine en yakın semtlerden birisi. Abbasi meydanı ile
doğrudan bağlı olan Jobar’da toplanan binlerce kişi “devrimin başlangıcının”
yıldönümünde (Dera’da olayların patladığı gün) Abbasi meydanına girip zafer
ilanından sonra kutlama yapmayı düşünmüştü. Dera’da olaylar 18 Mart’ta
patlamıştı. Ancak 15 Mart cuma gününe denk geldiği için “girişi” 15 Mart’ta
yapmayı düşündüler.
6. Deneme: Berze Hayy Teşrin denemesi
Son birkaç
haftadır muhalifler Berze ve Hay Teşrin semtlerinde toplanıyordu. Berze’yi
şehrin doğusundaki banliyölere bağlayan yol keskin nişancılar ve silahlı
gruplar tarafından uzun bir süredir kapalı tutuluyordu.
Berze’ye
toplanma tamamlandı ve muhaliflere yakın basında “Şam’a girilmesine az sayıda
gün kaldığı” haberleri çıkmaya başladı. Diğer yandan Dera’da silahlı grupların
Şam – Dera karayolunu kesmesi, Rakka’da süren yoğun çatışmalar, Halep ve
İdlib’de devam eden
operasyon ve çarpışmalar “ordunun bir an önce toparlanması gerektiği” sonucunu
doğurdu. Yönetim bu gelişmelerin üzerine Şam kırsaldan bir kez daha saldırı
denemesi olacak istihbaratı üzerine erken davranmaya karar verdi.
Bundan önce
sadece silahlı gruplar hareketlenirse yalızca o gruba yönelik operasyon
yapılıyordu.
Ancak bu kez
öyle olmadı ve Berze hareketlenmeden 11 Nisan perşembe akşamı (ve gece boyunca)
füzelerle hedef alındı. Operasyonda Rus yapımı Toşka füzeleri kullanıldı. Bu
füzeler yaklaşık 500 kiloluk başlıklar taşıyabiliyor. 12 füzeden hesaplanırsa
yaklaşık 6 bin kiloluk bomba kullanıldı bu operasyonda.. Biz operasyon
sırasında Berze’ye yaklaşık 10 km uzaklıkta bulunuyorduk. Füzeler indiğinde ev
sarsılıyordu. Birkaç gün sonra merkezden Duma taraflarına giderken
kullandığımız, Berze’ye birkaç km uzaklıktaki otoyola ceset kokuları geliyordu.
Bu da operasyonun ağırlığını gösteriyor.
Berze özelinde
ordu şimdilik rahatlamış görünüyor. Berze semti uzun zamandır “yönetimi
uğraştıran” ancak kapsamlı bir müdahalenin yapılmadığı yerdi.
Bu sürpriz
saldırı silahlı gruplara çok büyük bir şok yaşattı. Hemen ardından şehrin
yaklaşık 20 km güneyinde yer alan havaalanından itibaren ordu doğuya ilerlemeye
başladı. İlk olarak Harran el-Avamid ele
geçirildi. Asıl hedef ise Uetybe idi. Uteybe silahlı grupların lojistik
merkeziydi. Diğer birlikler ise şehrin yaklaşık 50 km uzağında yer alan Dmeyr’e
doğru ilerledi.
Böylece doğu ve
batı Guta’yı kapsayan güney ekseni tamamen kuşatılmış oldu. Ordu bu kuşağı
oluşturarak muhaliflerin bütün lojistiğini kesmiş oldu.
Bu geniş
çemberin yavaş yavaş daraltılacağı ve nihai operasyonun Duma taraflarında
olacağı senaryoları konuşuluyor.
Ordu eğer bu operasyonda
başarılı olursa diğer illere daha net bicimde konsantre olabilecek.