AKP'nin
dün Diyarbakır'da gerçekleştirdiği toplantıya katılan HDP PM Üyesi
Prof. Dr. Gençay Gürsoy: Bu toplantının sürece sadece psikolojik bir
katkısı olabilir. 'Bu mesele unutulmuş değil' mesajı verilmiş oluyor. Bu
ne kadar inandırıcıdır. Çok tartışılır.
7 Haziran 2014 Cumartesi
İSTANBUL-
AKP'nin "Yeni Türkiye'nin Açılan Kilidi: Çözüm Süreci Çalıştayı"na
katılan HDP Parti Meclisi üyesi Prof. Dr. Gençay Gürsoy, çalıştayı
ETHA'ya değerlendirdi.
Toplantıya çağrılan tüm katılıcıların örgütleri adına değil, "kişisel" olarak çağrıldıklarını hatırlatan Gürsoy, "Az sayıda da olsa BDP ve HDP ile diğer Kürt örgütlerinden çağrılan insan vardı. Ancak çoğunluk iktidara daha yakın insanlardan oluşuyordu" dedi.
Yerel örgütler açısından geniş bir katılımcının olmamasının eleştirildiğini belirten Prof. Dr. Gürsoy, toplantının biçiminin de yanlış olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Gürsoy şunları söyledi: "Bir çalıştayda, bakanlar ve siyasetçilerin yaptığı konuşmalar basına açık olurken, çalıştaya katılanların konuşmalarının basına kapalı olması en azından nezaket kurallarına uymayan bir davranıştır. Bu konu, bir çok kişi tarafından eleştirildi."
'DİL, BARIŞ VE ÇÖZÜMDEN UZAK'
Toplantıyı düzenleyen AKP'lilerin kullandıkları dilin de barış ve çözümü yardımcı olan bir değil, aksine agresif, itici ve kutuplaştırıcı bir dil olduğunun altını çizen Prof. Dr. Gürsoy, "Bu bakımdan rahatsız edici bir tablo vardı" dedi.
Toplantının genel gidişatı açısından Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'ın "Bir yol haritası üzerinde çalışıyoruz" cümlesi dışında somut bir karşılığının olmadığının altını çizen Prof. Dr. Gürsoy, şu değerlendirmeyi yaptı: "Bu yol haritası nedir? Neler yapılacak? Bu konuda sadece bazı imalar ve bazı ileriye yönelik sözler dışında bir şey yok. Bu sözleri ilk defa duymuyoruz. Uzun zamandan beri benzer şeyler ifade ediliyor. Yeni bir cümle 'Siyasi kurumlarla işi yürütmekten yanayız' cümlesi yeni bir cümle olarak algılanabilir. Bu cümleden HDP'nin devreye girmesinin ima edildiğini anlıyoruz. Bu belki farklı yaklaşım. Bugüne kadar sadece İmralı ile muhatap alınan bir görüşme trafiğinde bu iş yürütülüyordu. Böyle bir yenilikten söz edilebilir. Cümleler arasında çok net olmamakla birlikte dağdan inişin yasal zeminini hazırlama konusunda bir takım imalar söz konusu oldu. 'Bunun üzerinde çalışacağız' denildi. Bir de az sayıda HDP ve Kürt siyasi hareketine yakın insanın 'Çözümü kolaylaştıracak adımlar neler olabilir?' sorusuna cevaben söyledikleri bir dizi şey oldu: Hasta mahkumların hiçbir uzun boylu yasal değişikliğe ihtiyaç göstermeden çıkarılması bile ortamı yumuşatan bir adım olabilir. Ceza yasasındaki türlü antidemokratik eşitliğe aykırı maddeler değiştirilebilir. Ayrıca, çocukların dağa çıkması ile ilgili, değerlendirmelerde kullanılan dil eleştirildi. Çok aşikar ki kimse çocuk kaçırmıyor. Çocuklar bir biçimde kendi iradeleri ile dağa çıkıyorlar. Bunun çözülmesi lazım. Özetle toplantı somut bir çıktısı olmayan bir toplantı. İyimser bir ifade ile çözüm konusunda yeni irade tazeleme diye algılayabileceğimiz bir mesaj verilmiş oldu."
HDP PM Üyesi Gençay Gürsoy, toplantının zamanlamasına ilişkin olarak da, "Bunu biz de sorduk. Ancak daha önceden kararlaştırıldığı söylendi" dedi.
seçim sürecine dikkat çeken Prof. Dr. Gürsoy, "Seçim ortamlarında AKP iktidarının bir kanadına bu görev veriliyor. 'Meseleyi yeniden canlandırmaya çalışın' denilmiş olmalı. Çünkü uzun zamandan beri sürecin ilerlemediği konusunda genel bir anlayış birliği vardı. Bunu kendileri de kabul ediyorlar. Şimdi 'Yeniden canlandırmayı düşünüyoruz' diyorlar" diye konuştu.
Prof. Dr. Gürsoy, son olarak "Bu toplantının sürece sadece psikolojik bir katkısı olabilir. 'Bu mesele unutulmuş değil' mesajı verilmiş oluyor. Bu ne kadar inandırıcıdır. Çok tartışılır" dedi.
Toplantıya çağrılan tüm katılıcıların örgütleri adına değil, "kişisel" olarak çağrıldıklarını hatırlatan Gürsoy, "Az sayıda da olsa BDP ve HDP ile diğer Kürt örgütlerinden çağrılan insan vardı. Ancak çoğunluk iktidara daha yakın insanlardan oluşuyordu" dedi.
Yerel örgütler açısından geniş bir katılımcının olmamasının eleştirildiğini belirten Prof. Dr. Gürsoy, toplantının biçiminin de yanlış olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Gürsoy şunları söyledi: "Bir çalıştayda, bakanlar ve siyasetçilerin yaptığı konuşmalar basına açık olurken, çalıştaya katılanların konuşmalarının basına kapalı olması en azından nezaket kurallarına uymayan bir davranıştır. Bu konu, bir çok kişi tarafından eleştirildi."
'DİL, BARIŞ VE ÇÖZÜMDEN UZAK'
Toplantıyı düzenleyen AKP'lilerin kullandıkları dilin de barış ve çözümü yardımcı olan bir değil, aksine agresif, itici ve kutuplaştırıcı bir dil olduğunun altını çizen Prof. Dr. Gürsoy, "Bu bakımdan rahatsız edici bir tablo vardı" dedi.
Toplantının genel gidişatı açısından Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'ın "Bir yol haritası üzerinde çalışıyoruz" cümlesi dışında somut bir karşılığının olmadığının altını çizen Prof. Dr. Gürsoy, şu değerlendirmeyi yaptı: "Bu yol haritası nedir? Neler yapılacak? Bu konuda sadece bazı imalar ve bazı ileriye yönelik sözler dışında bir şey yok. Bu sözleri ilk defa duymuyoruz. Uzun zamandan beri benzer şeyler ifade ediliyor. Yeni bir cümle 'Siyasi kurumlarla işi yürütmekten yanayız' cümlesi yeni bir cümle olarak algılanabilir. Bu cümleden HDP'nin devreye girmesinin ima edildiğini anlıyoruz. Bu belki farklı yaklaşım. Bugüne kadar sadece İmralı ile muhatap alınan bir görüşme trafiğinde bu iş yürütülüyordu. Böyle bir yenilikten söz edilebilir. Cümleler arasında çok net olmamakla birlikte dağdan inişin yasal zeminini hazırlama konusunda bir takım imalar söz konusu oldu. 'Bunun üzerinde çalışacağız' denildi. Bir de az sayıda HDP ve Kürt siyasi hareketine yakın insanın 'Çözümü kolaylaştıracak adımlar neler olabilir?' sorusuna cevaben söyledikleri bir dizi şey oldu: Hasta mahkumların hiçbir uzun boylu yasal değişikliğe ihtiyaç göstermeden çıkarılması bile ortamı yumuşatan bir adım olabilir. Ceza yasasındaki türlü antidemokratik eşitliğe aykırı maddeler değiştirilebilir. Ayrıca, çocukların dağa çıkması ile ilgili, değerlendirmelerde kullanılan dil eleştirildi. Çok aşikar ki kimse çocuk kaçırmıyor. Çocuklar bir biçimde kendi iradeleri ile dağa çıkıyorlar. Bunun çözülmesi lazım. Özetle toplantı somut bir çıktısı olmayan bir toplantı. İyimser bir ifade ile çözüm konusunda yeni irade tazeleme diye algılayabileceğimiz bir mesaj verilmiş oldu."
HDP PM Üyesi Gençay Gürsoy, toplantının zamanlamasına ilişkin olarak da, "Bunu biz de sorduk. Ancak daha önceden kararlaştırıldığı söylendi" dedi.
seçim sürecine dikkat çeken Prof. Dr. Gürsoy, "Seçim ortamlarında AKP iktidarının bir kanadına bu görev veriliyor. 'Meseleyi yeniden canlandırmaya çalışın' denilmiş olmalı. Çünkü uzun zamandan beri sürecin ilerlemediği konusunda genel bir anlayış birliği vardı. Bunu kendileri de kabul ediyorlar. Şimdi 'Yeniden canlandırmayı düşünüyoruz' diyorlar" diye konuştu.
Prof. Dr. Gürsoy, son olarak "Bu toplantının sürece sadece psikolojik bir katkısı olabilir. 'Bu mesele unutulmuş değil' mesajı verilmiş oluyor. Bu ne kadar inandırıcıdır. Çok tartışılır" dedi.