Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, İstanbul’un Çevre Sorunları Raporu’nu paylaştı: 3. havalimanı ve Kanal İstanbul, orman alanlarını ve su kaynaklarını yok edecek. Su kaynaklarını yok edip Melen’den su taşımanın faturasını halk ödeyecek
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, 5 Haziran Dünya Çevre Günü kapsamında İstanbul’un Çevre Sorunları Raporu’nu paylaştığı bir basın toplantısı düzenledi. Dün gerçekleştirilen toplantıda İstanbul Şube Başkanı Emine Girgin, İstanbul’un Çevre Sorunları Raporu’nu sundu. Raporun ana başlıkları; 3. havalimanı projesi, Kanal İstanbul, su havzalarının durumu/kuraklık tehlikesi ve çözüm olarak sunulan Melen Projesi’ydi.
3. havalimanı: İstanbul üzerindeki en büyük tehdit
1 Haziran’da, 3. havalimanı proje alanına yapılan teknik gezinin gözlemleri aktaran Girgin, toplamda 2.5 milyon ağacın kesileceği projeyi, “İstanbul üzerinde en büyük tehdit” olarak adlandırdı. Alanın Terkos Havzası ekolojik koridorunda olduğunu belirten Girgin, “Poje, ekolojik koridor içerisinde ormansızlaşma ve göletlerin yok olması, doğal alanların kesintiye uğraması tehlikeleri yaratmaktadır. İstanbul suyunun önemli bir kısmını sağlayan Terkos Gölü yok olma tehlikesi altındadır. Tatlı su muhtevası olan ve yer üstü su kaynağı olarak adlandırılabilecek bu kaynaklar yok edilmektedir” dedi.
Kanal İstanbul: Yapılaşma, nüfus artışı, deprem riski
Bir diğer “çılgın” proje, Kanal İstanbul’a da değinen Girgin, Marmara Denizi ve tüm Marmara Bölgesi, Terkos Gölü, Sazlıdere Barajı ve Küçükçekmece Gölü’nün tehdit altında olduğunu, kesintisiz orman alanları ve yaban hayatın yok olacağını, hafriyat ve nakliye sırasında hava kalitesinin olumsuz etkileneceğini söyledi. Yapılaşma, nüfus artışı ve deprem riskine de dikkat çekti.
Melen Çayı boyunca çöp depolama alanları
İstanbul’un su havzaları ve barajlarının güncel doluluk durumları hakkında bilgilendirme yapılarak 27 Nisan’da Melen Havzası’nda yapılan teknik gezi sonucunda edinilen bilgiler de paylaşıldı. Melen’den İstanbul’a günde 720.000 metreküp su getirilmesinin planlandığını ancak Melen’de yaz aylarında günlük su miktarının 50.000 metreküpe kadar düştüğünü söyleyen Girgin, “Melen için ne kadar büyük yatırımlar yapılırsa yapılsın, İstanbul’a iletilebilecek su ve Melen barajında tutulacak su miktarı Melen’in kapasitesi ile sınırlıdır” dedi.
Melen havzasındaki kirlenmeye de dikkat çeken Girgin, “Nüfus yoğunluğu, sanayiden kaynaklanan kirletici unsurlar ve maden ocakları da havzayı tehdit etmektedir. Evsel atık sular ve sanayi tesislerinden kaynaklanan atık sular araziye veya belediye kanalları vasıtasıyla Melen’i besleyen derelere ve Melen Çayı’na deşarj edilmektedir. Melen Çayı boyunca iki adet vahşi çöp depolama alanı bulunmaktadır. Çöp depolama alanlarından birisi 3 yıl kadar önce İSKİ tarafından üzeri kapatılarak terk edilmiştir. Diğer depolama sahasında ise vahşi depolama işlemine devam edilmektedir. Her iki depolama alanından özellikle yağmurlu havalardaki çöp süzüntü suyunun Melen Çayı’na karışması söz konusudur” dedi.
İstanbul havzalarını yok edip su taşımak pahalı, faturası halka
Projenin bilimsel olarak sorunları olduğu söyleyen Girgin, bilimsel ve teknik yönden geçerli bir proje olmadığını söyledi. “Melen’deki kirlenmenin engellenmesine yönelik olarak; yasal mevzuat uygulanmamaktadır. Maliyet olarak 1 milyarlık proje olarak sunulmuş, bugün itibarıyla 4 milyar maliyeti bulan oldukça pahalı bir proje haline gelmiştir. İstanbul’un havzalarını korumak yerine; türlü faaliyet ve projelerle yok edip, İstanbul dışındaki bir bölgeden su getirmek pahalı bir yöntemdir ve bunun faturası suyun en pahalı şehir olduğu İstanbul halkı tarafından ödenmektedir. Havzalararası su transferi suyun getirildiği bölgenin ekolojik dengesini yok edip su varlıklarının yok olması ile sonuçlanacaktır” dedi.
Sendika.Org