Wednesday, September 23, 2015

Rus zokası yutulmuştur!

ABD, Rusya'nın Suriye'ye konuşlanmasına karşı uluslararası toplumu koşullandırmakta zorlanıyor. Tek çıkış yolu çatışmayı önlemek için işbirliği yapmak.
Rusya’nın Suriye hamlesi pek kılçıklı ama bölgesel oyunun kumanda merkezinde oturan ABD ve İsrail bu zokayı yutkuna yutkuna sindirmeye çalışıyor.
ABD, Rusya’nın Suriye’ye askeri sevkiyatını önleme girişimlerinin ardından 18 ay önce Ukrayna yüzünden sona erdirdiği Rusya ile askeri diyaloga geri döndü. Pentagon’a göre amaç Suriye hava sahasında Rusya ile ABD güçleri arasında yanlış anlamaları ve çakışmaları önlemek. Geçen cuma durumu 50 dakikalık telefon görüşmesinde müzakere eden Amerikan ve Rus Savunma Bakanları Ash Carter ile Sergey Şoygu ortak mekanizma kurmak için anlaştı. Bu koordinasyon girişimi, ayarları bozulan Pentagon’da hafiften prozac etkisi yapmışa benziyor. (Tabii Rusya, Suriye hamlesiyle Ukrayna'daki hesabı da kapatmış ya da pazarlık marjlarını inanılmaz halde genişletmiş oldu.)
Benzer bir adım İsrail’den de geldi. Pazartesi günü efelene efelene Moskova’ya giden İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, Rus lider Vladimir Putin’in adamı ‘süklüm püklüm’ kıvamına getiren tutumu karşısında 'ortak mekanizma’ kurmayı kabul edip döndü. "Suriye ve İran Golan Tepeleri'nde İsrail’e ikinci cephe açmaya çalışıyor” uyarısına Putin’den “Suriye ikinci cephe açacak durumda değil, kendi ülkesini korumaya çalışıyor” yanıtını aldı. Ve Moskova temaslarından çıkan neticeyi şu sözlerle duyurdu: "Rus ve İsrail güçleri arasında yanlış anlamaların önüne geçebilmek için ortak bir mekanizma kurulması kararlaştırıldı."
İsrail Genelkurmay Başkanı Gadi Eisenkot ile Rus mevkidaşı Valeri Gerasimov'un şekillendirdiği mutabakata göre iki ülke genelkurmay başkan yardımcılarının başkanlık edeceği bir komite kurulacak. İki haftada bir toplanacak olan komite hava ve deniz kuvvetlerinin hareketlerinin yanı sıra elektromanyetik eylemleri koordine edecek.
İSRAİL'İN HAREKET ALANI DARALIYOR
Peki, Rusya İsrail’in nesini yanlış anlayacak?
İsrail epey zamandır Suriye krizi ile ilgili iki kırmızıçizgiden bahsediyor:
- Eğer İsrail’e bir roket, havan ya da füze düşerse misilleme yaparım.
- Hizbullah’a silah gönderilmesine izin vermem.
Bu kırmızıçizgiler Putin'e de hatırlatıldı. Putin'in buna itiraz ettiğini sanmıyorum. Bence alarmın nedeni bu iki morarmış çizgi değil. Çünkü İsrail'in bölgedeki iştigali bunların ötesinde. İsrail’in 2013’ten bu yana Suriye sınırında çevirdiği dümenler ve doğrudan belli hedefleri vurması bu çizgilerden taşan eylemler.
İsrail, rüzgârın Suriye yönetiminin aleyhine estiği sıralarda karışmıyor gibi yaparak keyifle izlediği silahlı isyan sürecine 2013’ten itibaren alenen müdahil oldu. Nedeni Hizbullah’ın sahaya inmesine paralel olarak Suriye ordusunun tekrar toparlanmaya başlamasıydı. İsrail çöküşün önlenmesine kayıtsız kalamayıp Kaide’ye bağlı Nusra Cephesi dahil Golan sınırlarında silahlı gruplara destek sundu. Bu destek Suriye'nin kritik askeri tesislerini vurmak, silahlı grupların ilerleyişini kolaylaştıracak şekilde ordu mevzilerini bombalamak, doğrudan mühimmat temin etmek, teknik destek sağlamak ve yaralı savaşçıları tedavi etmek şeklinde kendini gösterdi. Dahası İsrail bu karambolde işgal altındaki Golan Tepeleri’nde petrol çıkarmaya koyuldu.
Haliyle Rusya’nın sahada vaziyet alması İsrail’in dolaylı ya da örtülü operasyonlarını zora sokacak boyutlar taşıyor. İsrail uçakları havalandığında gelişmiş Rus savaş takımlarını yani hava savunma ve radar sistemlerini hesaba katmak zorunda.
İsrailliler Rus askeri konuşlanmasına itiraz ederken bunun İran ve Hizbullah'ın bölgedeki varlığını güçlendireceği savını da öne sürüyor. Ancak meseleye Şam açısından bakıldığında durum Tel Aviv yönetiminin korkularından farklı bir sonuca işaret ediyor. Şöyle ki Suriye yönetimi mevcut krizden yabancı bir elin yardımıyla çıkacaksa bu elin İran değil Rusya olmasını tercih ediyor. Birkaç nedeni var:
-Rusya ile İran'ın Ortadoğu siyasetlerinin oturduğu bağlamlar farklı. Suriyeliler İranlılara müteşekkir olsa da Tahran'ın ileride iç siyasi süreçlere etki edebilecek bir nüfuz kapasitesine ulaşmasını istemiyor. (İranlılar böyle bir niyetlerinin olmadığında ısrarlı.) Rusya'nın ise bu ülkenin iç işlerine ilgisi müttefiklik ilişkisine rağmen sınırlı.

- Moskova'nın uluslararası alanda özellikle BM Güvenlik Konseyi'nde sunduğu garantiler çok kıymetli.
- Rus askeri varlığı caydırıcı etki yaratırken İran askeri varlığı Esat karşıtı cepheyi büyüten bir etkiye sahip.
Elbette bundan bir Rus-Fars rekabeti çıkmayacağı gibi böylesi bir tercih Şam'ın Tahran'a nankörlük edeceği sonucunu da doğurmaz. Rusya ile İran'ın birçok uluslararası ve bölgesel konuda ittifak içinde olduğunu da unutmayalım.
RUS STRATEJİSİNİN GERİLİM EMİCİ TARAFI
Rusya'nın hem ABD hem İsrail ile koordinasyon mekanizması kurması Moskova'nın harekat planına yönelik uluslararası alandan gelecek direnci de kırıyor. Gerilim emici bir stratejik yaklaşım. Ki Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier, 20 Eylül'de Berlin'de ağırladığı Amerikalı mevkidaşı John Kerry ile ters düştü ve Rusya'nın yeni pozisyonunu alkışladı: "Rusya'nın bölgede askeri olarak işin içine girmesini büyük bir memnuniyetle karşılıyoruz."
Suriye'de silahlandırılan gruplar eliyle rejim değiştirme oyununun ürettiği tehlikeler kadar son haftalarda artan mülteci baskısı Batı başkentlerinde Rusya'nın hamlesine yönelik ortaya çıkabilecek itirazları geriletiyor.
Batı'nın Suriye ile ilgili eski şahinliğini kaybetmesinde bir başka etken İran'la yapılan yeni başlangıç. AB kanadında Suriye'ye müdahaleyi şehvetle savunan Fransa, İran'la nükleer mutabakattan sonra bu hafta 150 kadar işadamıyla Tahran'a çıkarma yaptı. Tarım Bakanı ile birlikte İran'ı ziyaret eden heyet bir de ticaret ofisi açtı. Halbuki Esad'a lanet okuyanlar, Suriye yönetimini verdiği destekten dolayı İran'a da parmak sallamayı ihmal etmiyordu. Şimdi ibre döndü.
Beri tarafta tampon bölge planı bir kez daha elinde patlayan Türkiye'nin de Rusya'nın iradesini kırması namümkün. Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu, 17 Eylül'de Türkiye'nin endişelerini dile getirmek için gittiği Soçi'de Lavrov'dan "Esad, Suriye ordularının başkomutanı ve terörle mücadele ediyor. Suriye ordusu, kara operasyonlarında çok daha iyi becerilere sahip. IŞİD ile mücadelede Suriye ordusu görmezden gelinemez" yanıtını almıştı. Bugün Moskova'da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı ağırlayacak olan Putin de esnemeyecek. Rus devlet politikalarının saman alevlerine karşı bağışıklığı güçlü!
Rusya açısından Ortadoğu'ya dönüşün koşulları oluşmuş durumda. Bu konuda Batılı muhataplarının kabullenmek zorunda kaldığı argümanlara sahip. Bu bahaneler Suriye'nin Dostları Grubu diye bilinen uluslararası alanda gelmiş geçmiş en naif cephenin marifetleri sayesinde Rus sahasına paslandı.
Bütün göstergeler, Rusya "Lazkiye'de üs edinmiyorum" dese de aşama aşama askeri tahkimatın arttığını gösteriyor.
New York Times'a göre hafta sonu yapılan yeni sevkiyatlarla Rusya'nın Lazkiye yakınlarında yer alan Basil Esad Uluslararası Havaalanı'ndaki savaş uçağı sayısı 28'i buldu. Bunların 12'si Su-24 (Fencer) 12'si Su-25 (Frogfoot) ve 4'ü Flanker. Buna ilaveten üste 15 nakliye ve saldırı helikopterinin varlığından bahsediliyor. Bunları koruyan iki yada üç SA-22 hava savunma sistemi ve insansız hava uçakları da operasyonel konumda. Üsteki Rus askeri personelinin sayısının da 2 bini bulacağı öngörülüyor.
Görüldüğü gibi Rusya'nın sahaya inmesiyle hikâye değişiyor. Hikâye yazma ile hikâyeye figüran olmanın ne demek olduğunu anlamak için açılan yeni perde ibretlik.